PAYLAŞIM NEDİR, NEDEN ÖNEMLİDİR?
Paylaşım, sadece ortak ilgi alanlarına sahip olmak ya da aynı evde yaşayıp bir evi paylaşmak demek değil. Birbirimizle duygularımızı, düşüncelerimizi, hayallerimizi hatta küçücük günlük detayları paylaşmak bile ilişkinin canlı kalmasını sağlar. Çünkü insanoğlu ANLAŞILDIĞINI VE ÖNEMSENDİĞİNİ hissettiği zaman güçlü bağlar kurar.
Düşünsenize, uzun bir günün yorgun telaşının ardından eve gelip yaşadıklarını paylaşmak ya da belki de sadece sevdiğin birinin yanında susmayı istemek, susmayı paylaşmak, seni seven birinin seni gerçekten dinlediğini bilmek… İşte bunlar ilişkinin temel taşlarından sadece bazıları.
PEKİ PAYLAŞIM TÜRLERİ? NASIL OLUR, NE YAPILIR?
Her çiftin paylaşım şekli farklı olmakla birlikte belli başlı paylaşım türü olarak şunlardan bahsedebilirim:
DUYGUSAL PAYLAŞIM: Hislerini, korkularını, beklentilerini paylaşmak. ‘Bugün çok zor bir gündü. Neyse ki geçti ve yanımdasın.’ ya da ‘Varlığın için teşekkür ederim, gerçekten.’ gibi cümlelerin iki insan arasındaki bağı güçlendirmemesi çok düşük bir olasılık.
ZİHİNSEL PAYLAŞIM: Ortak sohbet konuları bulmak, birlikte yeni bir şeyler öğrenmek, fikir alışverişi yapmak. ‘Bugün bir podcast dinledim, çok ilginçti, sen de duymak ister misin?’ gibi cümleler sohbet başlangıcı olabilir.
FİZİKSEL PAYLAŞIM: Küçük dokunuşlar, göz teması, birlikte yapılan aktiviteler. Bazen sadece el ele tutuşmak bile bin bir kelime kullanmaktan daha etkili olabilir.
EKSİK PAYLAŞIMIN İLİŞKİYE ETKİLERİ?
İlişkide paylaşım azaldıkça aradaki bağda zayıflıklar ve kopmalar oluşmaya başlar. Duygularını paylaşmayan biri zamanla anlaşılmadığını hisseder. Sohbetlerin yerini sessizlik, dokunuşların yerini mesafe aldıkça ilişkinin canlılığı azalır. Çiftler zamanla birbirlerine yabancılaşır ve bir şeylerin eksik olduğunu düşünürler.
SAĞLIKLI BİR PAYLAŞIM İÇİN NELER YAPILABİLİR?
İyi haber şu ki paylaşımı arttırmak için büyük uğraşlara, çabalara gerek yok! Küçük ama etkili adımlarla da ilişkide paylaşımı güçlendirip çoğaltabiliriz.
Ilk adım,
Dinlemeyi öğrenmek: Karşımızdaki kişi bir şey anlatırken gerçekten onu dinlediğimizi hissettirmek önemli. ‘Ne hissettin peki?’ diye soru sorarak onun dünyasına dahil olabiliriz.
Günlük rutinler yaratmak: Sabah kahvesini birlikte içmek, Pazar günleri kahvaltıyı birlikte hazırlamak, yatmadan önce iki kişinin de keyif alacağı kısa ama etkili minik rutinler oluşturmak.
Birlikte yeni bir şeyler denemek: Birlikte yeni bir aktivite yapmak (yoga, dans, doğada yürüyüş hatta belki yeni bir yemek tarifi denemek) ilişkiyi taze tutar.
Duyguları açıkça ifade etmek: ‘Bugün seni düşündükçe seni ne kadar çok özlediğimi fark ettim.’ ya da ‘ Beni buıgün arayacağını söyleyip hiçbir açıklama yapmadan aramadığını görünce kendimi değersiz hissettim.’ gibi olumlu/olumsuz duyguları paylaşmak duygusal bağı hem korur hem de güçlendirir.
SON SÖZ: BİRLİKTE BÜYÜMEK
Evlilik, birliktelik bir şirket gibi düşündüğümüzde ortaklıktır. Bu ortaklığı korumak adına da tıpkı şirketlerin gelişmesi ve kalkınması için emek ve vakit ayırmak gerektiği gibi ilişkiler için de böyledir. Emek ve gayret ister. Ve karşılığında önemli bir bağ sunar. Paylaşımlar ne kadar derin ve içten olursa ilişki de o kadar sağlam olur. Küçük detayların büyük farklar yaratmayacağını nereden bilebiliriz? Ya olursa? Birlikte gülmek, birlikte öğrenmek ve en önemlisi birlikte hissetmek bir ilişkinin en güzel tarafı değil mi?
Sevgi ve güvenle…
#ailebağı #çiftlerarasıbağlar #ailedanışmanı #ilişkidepaylaşım